Ana içeriğe atla

Bilgi ve zekanın önemi

Değerli dostlar,

Çok değişik bir zamanda yaşıyoruz. Bu hızlı değişim, çoğu işletmenin maalesef sonu olacak. Her yazımda bilgi ve zekadan bahsediyorum. Bu dönemde işletmelerin en çok ihtiyaç duydukları kavram, emin olun budur. İşletmeler daha önce hiç karşılaşmadıkları bu değişim karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdadırlar. Düşünsenize yeni bir ürün tasarladığınızı, ürün daha piyasaya çıkmadan demode olabilir. Çok dikkatli davranıp, çok iyi stratejiler üretip, işletmelerimizi yönetmeliyiz. Eski stratejiler, eski davranışlar maalesef artık yeterli değildir.

İşletmeler genellikle, daha önce uygulayıp başarı sağladıkları stratejileri tekrar uygulayıp başarı sağlayacaklarını düşünüyorlar. Altını çizerek söylememiz gerekiyor, bu dönem daha önce yaşanan hiçbir döneme benzemiyor. Bu dönem sadece bilgi ve zekayla geçilebilir. Firmalar özellikle kriz dönemlerinde çalışan sayısını azaltarak, maliyetlerini düşüreceklerini ve bu şekilde var olabileceklerini sanıyorlar. Edwards Deming’in krizden çıkış kitabında anlattığı gibi bu doğru bir anlayış değildir. Yalnız burada şu yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem, özellikle kamu işletmelerinde olduğu gibi 10 kişilik işi, 100 kişiye yaptırıyorsanız tabiki bu yanlıştır. Standart çalışma analizleri yapılarak, kaç kişinin işletmelerde çalışması gerektiği analiz edilip ona uygun sayıda çalışan ile çalışılmalıdır ve zaman içerisinde teknoloji kullanarak çalışan başına iş çıktısı arttırılmalıdır. Bahsettiğim durum, küçülerek büyüyeceğini zanneden işletmelerin yanlış anlayış içinde olduğudur. İşin ilginç tarafı, çoğu yönetici bunun maliyetleri düşürdüğünü ve doğru bir yaklaşım olduğunu zanneder. Hiçbir işletme küçülerek büyüyemez. Yatırım yapılmadan büyüme hayaldir. Burada sadece makineye olan yatırımdan bahsetmiyorum, insan kaynağına yatırımdan, çalışanların gelişimine olan yatırımdan, argeye yapılacak olan yatırımdan bahsediyorum. İlk zamanlar tabiki bu yatırımların şirketlere yükü olacaktır. Ancak, bu yatırımlar yapılmadığı durumda şirketlerin sürdürülebilirliği yakalaması mümkün değildir.

Çoğu zaman işletme yöneticileri neredeyse hiç para harcamak istememektedir. Kısa dönem için belki doğru gibi gözükse de uzun dönemli bakıldığında doğru bir yaklaşım olmadığı gözükecektir. Düşünsenize satacağınız ürünün hammalzemesini almadığınızı veya sürekli daha az hammalzeme tüketerek daha az satınalma yaptığınızı, daha az ürettiğinizi ve daha az para ödediğinizi düşünerek işletmenizi daha doğru yönettiğinizi düşündüğünüzü. Bayilerinize çok fazla komisyon ödediğinizi düşünerek, bayilerinizi kaybettiğinizi böylece komisyon ödemezken, ciro ve karlılığınızı kaybettiğinizi. Şu gerçek ki, para harcamadan para kazanamazsınız. İşletmenin verimliliği ayrı bir kavramdır, işletmeyi doğru yönetmek için para harcamak ayrı bir kavramdır.

Zaman zaman bu söylediğim tam anlaşılamıyor, reel örnekler vererek anlatmak daha doğru anlaşılmayı sağlayacaktır. Örneğin kiralama yapan bir işletmesiniz ve sahada makineleriniz çalışıyor, bu makineleriniz çalıştığı gün kadar para kazanıyorsunuz. Sahadaki makinelerinizi sürekli çalışır tutabilmek için bir yedek parça stoğunuzun olması gerekir. Eğer, yedek parça stoğu tutmazsanız, makineleriniz arıza yaptığında makinelerinizi tamir edemezsiniz, makineleriniz çalışmaz, kira gelirinden kayıp yaşarsınız, ilk etapta kira gelirleriniz azalır, para kaybedersiniz. Daha da sonrası, daha kötüsü gerçekleşip işinizi kaybedebilirsiniz. Stok tutup para kaybederim diye düşünürken, diğer taraftan hem kira gelirinden hem de arkasından tüm işinizi kaybedebilirsiniz.

İşte hep söylediğim bilgi ve zeka burada devreye girmektedir. Stoğu verimli yönetip, sahadaki makineleri sürekli çalışır halde tutmak esas beceridir. Bunun için tuttuğunuz stok maliyeti israf değildir. Olması gereken bir harcamadır. Eğer size, birisi gelip neden stok tutuyoruz, tutmayalım veya parça almayalım diyorsa ve sizde bunu maliyetlerinizi düşürecek bir fikir olarak zannediyorsanız, yedek parça almayıp az para harcadığınızı veya işinizi verimli yönettiğinizi düşünüyorsanız, çok büyük bir yanılgı içindesiniz. Çünkü, makinelerin çalışmamasından dolayı yaşayacağınız gelir kaybı, parça stok tutarak kaybedeceğiniz paradan çok daha yüksektir. Burada bilgi ve arkasından bunu analiz edebilecek zeka ihtiyacı ortaya çıkar. Bu durumu analiz edemeyen insanlar bu şekilde işlerini doğru yönettiklerini zannederler işin ilginci böyle yaparak da kar edebilirler ama kaçırdıkları daha yüksek karlar ve ciroların farkına varamazlar. Her alınan kararın arkasında analiz, bilgi ve zeka olmalıdır.

Yüksek zekalı ve bilgili yöneticilerle çalışmanız dileğiyle,

İyi haftalar,

Saygılarımla,

Ufuk Saygın

AQUA Danışmanlık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Özel ve Genel görelelik

  Değerli dostlar, Einstein, izafiyet teorisi üzerinde çalışırken çok şaşırdığı bir gerçekle karşılaşmıştı. Cisimler hızlandığı durumda zaman yavaşlıyordu. Ama bu nasıl olabilirdi? Kuantum dünyasının gerçekleri keşfedilene kadar, insanlar sağduyu ile anlayabilecekleri ve akıllarının kabul ettiği olayları doğru kabul etmişti. Kuantum kanunları ile beraber artık insanoğlu akıl yolu ile anlayabileceği Dünya’dan ötesini keşfetmeye başladı. Bu çok gizemli bir alemdi. Zamanın, cisimlerinin hızıyla yavaşlaması akıl alır bir durum değildi. Einstein bunu özel görelelik olarak adlandırdı. Diğer önemli keşfi de kütleçekimine ne kadar az maruz kalırsanız zamanın o kadar daha fazla hızlı akacağı gerçeğidir. Saçma geliyor değil mi? Bu kanunlar ne kadar çok saçma geliyorsa o kadar doğrudur. Size bu kanunlarla ilgili gerçek örnekler vereyim. Einstein’ın teorisinin doğruluğunu bugün cep telefonunda sürekli kullandığımız GPS sistemi üzerinden ispat edebiliriz. GPS sistemi, Dünya yörüngesinde dön...

Satış şekilleri

Değerli dostlar, Satış yapmak öyle düşünüldüğü gibi, sadece fiyat düşürmekle olmuyor. Satışın öncesinde yapılması gereken onlarca faaliyet var. Satış işin son noktası aslında. Bilim insanları konuyla ilgili düşünüp, çeşitli yöntemler geliştiriyorlar. Satış yapabilmek için gerekli olan bu faaliyetleri ilk etapta 3 e ayırabiliriz. Bunların ilki, İnsanların ihtiyaçlarını karşılayarak, satış yapabilmek, ikincisi, insanların ihtiyaçlarını öngörerek satış yapabilmek ve talep yaratarak, üçüncüsü ise, insanlara ihtiyaçları olduğunu hissettirerek satış yapabilmektir. İlkinden bahsedecek olursak, bu durum, insanların ihtiyaçlarını tespit ederek çözüm üreten satış şeklidir. Ev temizliği için üretilen, elektrikli süpürge, çamaşırları temizlemek için kullanılan çamaşır makinesi, bulaşık yıkama makinası bu tip satış faaliyetlerine örnek verilebilir. Bu ürünlerin satış faaliyetlerinde ciddi rekabet vardır. Müşterilerin farklı alternatifler arasından sizin ürününüzü seçmesini sağlamak iç...

Başarılı pazarlama örnekleri

Değerli dostlar, Pazarlama ve satış konusunda yazılarıma devam ediyorum. İşletmelerin büyümesi ve karlılıklarının artması ile ilgili başarılı olmuş şirketlerden örnek vermek istiyorum. Dell bilgisayarı hepimiz biliriz. Michael Dell, daha 24 yaşında iken, kişisel bilgisayarları mektup ve telefon yoluyla satabileceğini düşünerek, bu şekilde bir satış kanalı yaratır. Paralarını geri alma garantisi verdiği müşterileri ve Dell müşterilerinin artan memnuniyeti, Dell bilgisayar şirketi için ciddi bir satış hacmi yarattı ve Dell bilgisayar bugünlere geldi. Bugün hala Dell bilgisayar şirketi, internet üzerinden bilgisayar satmaya devam ediyor. Başka bir örnek daha da ilginç, First Direct Bankası, İngiliz bir bankadır. Binası ve şubesi yoktur. Buna karşılık müşterilerinin ihtiyaçlarını 7 gün 24 saat karşılayarak, müşteri memnuniyeti yakalamayı başarmıştır. Tüm bankacılık işlemleri internet üzerinden yapılabilmektedir. Ayrıca telefon bankacılığı da bulunmaktadır. Amazon’dan hiç bahs...