Değerli dostlar,
Bugün size, bir insan yönetimi örneği vereceğim.
Yıllar önce VIII. Edward Atatürk’ün misafiri olarak İstanbul’a gelir. Atatürk
Kral’a geleneksel Türk misafirperverliğini gösterir ve İstanbul’da onu çok güzel
bir şekilde ağırlar. Burada olayın siyasi boyutunu anlatmayacağım.
Atatürk konuğu için, şerefine bir akşam yemeği
organize eder. Hatta, Atatürk özel olarak İngiliz sofra merasimine uygun bir şekilde
masayı düzenletir. Kral çok memnun bir şekilde, kendimi ülkemde gibi hissettim
diyerek Atatürk’e teşekkür eder.
Yemek dağıtımı esnasında uşaklardan birisi yemekleri
getirirken, heyecanlanır ve düşer. Tüm yemekler yere devrilmiş ve halıya
dökülmüştür. Herkes utançtan kıpkırmızı kesildiği durumda, Atatürk’ün kıvrak
zekası devreye girer.
Bu millete herşeyi öğrettim, ancak uşaklığı
öğretemedim der. Ne kadar asil, ne kadar zeki bir cevaptır. Hem olayı lehine
çevirir, hem de uşağı kırmaz.
İş hayatında da insanlar hata yapabilirler. Önemli
olan bu hatalardan ders çıkarmaları ve hataları tekrar yapmamalarıdır. Tecrübe
zaten bu hatalardan ders alan insanların hata yapmayarak, şirketlere sağladığı
faydalardır. İnsanları hata yaptıkları zaman, insan olduklarını unutmadan,
gerektiği şekilde motive edici olarak uyarmalıyız. Yoksa, demotive edip,
tamamen işe olan şevklerini ve çalışma azimlerini kırabiliriz. Yöneticiler olarak
görevimiz onları daha fazla şirketlerine bağlı ve istekli olarak çalışmalarını
sağlamaktır. İnsanlar sevdikleri işlerde başarılı ve faydalı olurlar. İşini
sevmeyen, yöneticisini sevmeyen, işine zorla giden çalışanların maalesef şirketlerine
faydası olmuyor.
İyi haftalar diliyorum,
Saygılarımla,
Ufuk Saygın
Yorumlar
Yorum Gönder