Ana içeriğe atla

Şirketlerin Sürdürülebilirliği ve Kurumsal İtibarda Kurumsal Yönetimin Etkisi

 Değerli dostlar,

İşlerimin yoğunluğu sebebiyle, uzun zamandır yazamıyordum. Bugün güzel bir konu ile tekrar yazmaya başlayayım. Geçen hafta üyesi bulunduğum TKYD’nin “Şirketlerin Sürdürülebilirliği ve Kurumsal İtibarda Kurumsal Yönetimin Etkisi” temalı paneline katıldım. Gerçekten çok keyifli ve bilgilendirici bir panel oldu. Bu güzel organizasyonun hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Panel’de kurumsal yönetimin önemine yönelik panelistler ve katılımcılar değerli yorumlarını anlattılar. Kurumsal yönetim aslında şirketlerin belirlenmiş kurallar ve bilgi çerçevesinde yönetilmesini istiyor. Ülkemizde en büyük sorun da burada başlıyor, özellikle şirketlerin sahipleri şirketlerin yönetiminde tek hakim güç olmak istemeleri, sözlerinin üzerine söz söylenmesini istememeleri, herhangi bir kurala bağlı olmadan şirketlerini yönetmek istemeleri, firmaların kurumsallaşamamalarının önündeki en büyük engeldir. Bunu engellemek için oluşturulan yönetim kurulları da aslında çoğu zaman göstermeliktir. Eş, dost ve yakın çevreden seçilen üyelikler sadece yönetim toplantılarına katılıp, toplantılardaki hakim gücü desteklemekten öteye gidemiyor. Oysa ki, kurumsallaşmanın istediği bunun tam tersidir.

Burada, patron egemen yönetimden kastım tek adama dayalı yönetim sistemidir. Bazı firmalarda öyle yöneticiler vardır ki, patrondan daha çok tek adam anlayışıyla, şirketi yönetmek ister. Bu da kurumsallaşma değildir. Yönetim kurullarında patron veya patronun atadığı kişi veya patronun koruması altındaki kişiler yine şirketi, tek adam anlayışıyla yönetiyorsa, yanlış yapmaktadırlar. Firmalarda yönetim kurullarında çalışan insanlar zeki insanlardır, daha ilk toplantıda kurullarda kim güçlü farkederler ve kurullardaki yerlerini garanti altına almak için, hakim gücün yanında yer alırlar. Bu oluşum kurumsallaşmada istenen ortak akıl oluşturmanın önündeki en büyük engellerden birisidir. Bu şekilde oluşan kurullar görünürde kurumsal gibi gözükse de aslında patron hakim yönetilen firmalardan farkı yoktur.

Kurumsal yönetimde istenen, tartışma ortamı yaratmaktır, aykırı fikirler yaratmaktır. En sonunda da aklın hakim olmasıdır. Ülkemizde ise biz aykırı insanları sevmeyiz, mevcut düzene uyan insanları el üstünde tutarız. Oysa ki, yapılması gereken bunun tam tersidir. Kurumsallaşmanın doğru işlemesi ve etkin olabilmesi için farklı görüşten insanların kurullarda olması gerekir. Bu insanların da ayrıca farklı fikirlerini söyledikleri zaman yönetim kurullarından uzaklaştırılmalarının engellenmesi gerekir ki, fikirlerini özgürce beyan edebilsinler.

Sizce, ülkemizdeki yönetim kurulları ne kadar bu yapıya uyuyor?

İyi haftalar,

Saygılarımla,                                                            

Ufuk Saygın

AQUA Danışmanlık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Özel ve Genel görelelik

  Değerli dostlar, Einstein, izafiyet teorisi üzerinde çalışırken çok şaşırdığı bir gerçekle karşılaşmıştı. Cisimler hızlandığı durumda zaman yavaşlıyordu. Ama bu nasıl olabilirdi? Kuantum dünyasının gerçekleri keşfedilene kadar, insanlar sağduyu ile anlayabilecekleri ve akıllarının kabul ettiği olayları doğru kabul etmişti. Kuantum kanunları ile beraber artık insanoğlu akıl yolu ile anlayabileceği Dünya’dan ötesini keşfetmeye başladı. Bu çok gizemli bir alemdi. Zamanın, cisimlerinin hızıyla yavaşlaması akıl alır bir durum değildi. Einstein bunu özel görelelik olarak adlandırdı. Diğer önemli keşfi de kütleçekimine ne kadar az maruz kalırsanız zamanın o kadar daha fazla hızlı akacağı gerçeğidir. Saçma geliyor değil mi? Bu kanunlar ne kadar çok saçma geliyorsa o kadar doğrudur. Size bu kanunlarla ilgili gerçek örnekler vereyim. Einstein’ın teorisinin doğruluğunu bugün cep telefonunda sürekli kullandığımız GPS sistemi üzerinden ispat edebiliriz. GPS sistemi, Dünya yörüngesinde dön...

Satış şekilleri

Değerli dostlar, Satış yapmak öyle düşünüldüğü gibi, sadece fiyat düşürmekle olmuyor. Satışın öncesinde yapılması gereken onlarca faaliyet var. Satış işin son noktası aslında. Bilim insanları konuyla ilgili düşünüp, çeşitli yöntemler geliştiriyorlar. Satış yapabilmek için gerekli olan bu faaliyetleri ilk etapta 3 e ayırabiliriz. Bunların ilki, İnsanların ihtiyaçlarını karşılayarak, satış yapabilmek, ikincisi, insanların ihtiyaçlarını öngörerek satış yapabilmek ve talep yaratarak, üçüncüsü ise, insanlara ihtiyaçları olduğunu hissettirerek satış yapabilmektir. İlkinden bahsedecek olursak, bu durum, insanların ihtiyaçlarını tespit ederek çözüm üreten satış şeklidir. Ev temizliği için üretilen, elektrikli süpürge, çamaşırları temizlemek için kullanılan çamaşır makinesi, bulaşık yıkama makinası bu tip satış faaliyetlerine örnek verilebilir. Bu ürünlerin satış faaliyetlerinde ciddi rekabet vardır. Müşterilerin farklı alternatifler arasından sizin ürününüzü seçmesini sağlamak iç...

Başarılı pazarlama örnekleri

Değerli dostlar, Pazarlama ve satış konusunda yazılarıma devam ediyorum. İşletmelerin büyümesi ve karlılıklarının artması ile ilgili başarılı olmuş şirketlerden örnek vermek istiyorum. Dell bilgisayarı hepimiz biliriz. Michael Dell, daha 24 yaşında iken, kişisel bilgisayarları mektup ve telefon yoluyla satabileceğini düşünerek, bu şekilde bir satış kanalı yaratır. Paralarını geri alma garantisi verdiği müşterileri ve Dell müşterilerinin artan memnuniyeti, Dell bilgisayar şirketi için ciddi bir satış hacmi yarattı ve Dell bilgisayar bugünlere geldi. Bugün hala Dell bilgisayar şirketi, internet üzerinden bilgisayar satmaya devam ediyor. Başka bir örnek daha da ilginç, First Direct Bankası, İngiliz bir bankadır. Binası ve şubesi yoktur. Buna karşılık müşterilerinin ihtiyaçlarını 7 gün 24 saat karşılayarak, müşteri memnuniyeti yakalamayı başarmıştır. Tüm bankacılık işlemleri internet üzerinden yapılabilmektedir. Ayrıca telefon bankacılığı da bulunmaktadır. Amazon’dan hiç bahs...