Değerli dostlar,
Daha önceki yazılarımda size
Evrenin kuramından bahsetmiştim. Bilim insanları yıllardır, herşeyin kuramını
bulmaya çalışıyorlar. Şu an fizikçiler evreni 2 kuramla ifade ediyorlar.
Birincisi, Kuantum kuramı (Standart Model), ikincisi ise, Einstein’ın genel
görelilik kuramıdır. Hatırlatmam gerekirse 1. Kuram, çok küçüklerin dünyasını, atomaltı
parçacıkların dünyasını, 2. Kuram ise, çok büyüklerin dünyasını yani kara
delikler, büyük patlama gibi olayları ifade eder.
İki kuram da farklı matematik
kullanan, farklı varsayımlardan yola çıkan, farklı fiziksel resimler çizen, tamamen
birbirinin zıddı teorilerdir. Sanki, evrenin birbirinden habersiz iki eli
varmış gibidir. Bu iki kuramı birleştirmek için harcanan çabalar, ortaya anlamsız
sonuçlar çıkarmıştır.
Bugün, artık herşeyin kuramını
sicim kuramı ile ifade etmeye çalışıyoruz. Sicim kuramı, elektronların ve diğer
atomaltı parçacıkların minik bir lastik şerit gibi davranan bir sicimin titreşiminden
başka bir şey olmadığını öneren bir kuramdır.
Sicim kuramı, herşeyin kuramı
olarak Einstein’ın yaşamının son 30 yılı boyunca kendisinden kaçıp saklanan
efsanevi kuram olduğu düşünülmektedir. Einstein, bütün fizik yasalarını
özetleyecek, ona “Tanrı’nın zihnini okuma” olanağı sağlayacak tek, kapsamlı bir
kuram olarak bakmakta idi. Eğer sicim kuramı, kütleçekimini, kuantum kuramı ile
doğru şekilde birleştiriyorsa, iki bin yıl önce maddenin neden yapılmış
olduğunu soran Yunanlıların başlattığı bilimin en büyük başarısını temsil
edeceği muhakkaktır.
Ancak, süper sicim kuramının
tuhaf özelliği, bu sicimlerin uzay zamanın sadece belirli bir boyutunda titreşebiliyor
olmasıdır. Bunlar yalnızca 10 boyutta titreşebilirler. Eğer birisi, bir sicim
kuramını öbür boyutlarda titreştirmeye kalkarsa, sicim kuramı çöker.
Bildiğimiz üzere, evrenimiz 4
boyutludur. Peki, bu diğer 6 boyuta ne olmuştur? Bir şekilde çökmüş veya
kıvrılmış olabilir. Konunun devamını bir sonraki yazımda yazacağım.
İyi
haftalar diliyorum,
Saygılarımla,
Ufuk Saygın
AQUA Danışmanlık
Yorumlar
Yorum Gönder