Ana içeriğe atla

Şişme kuramı ve sonuçları


Değerli dostlar,

Bugün geldiğimiz noktadaki bilgi seviyemiz, şişme teoremi, her ne kadar evren hakkında böylesi geniş bir gizemler aralığını açıklama gücüne sahip kuram olsa da bu onun kesinlikle doğru olduğunu göstermez. Farklı tezlerde halen bilim dünyasında tartışılmaktadır.

Şişme teoremini onaylayacak ya da yalanlayacak kesin kanıt, büyük patlama anında oluşan kütle çekim dalgalarıdır. Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi, bu kütle çekim dalgaları halen evrenin her yanına yansıyor olmalı. Bu dalgalar da kütle çekimi dalga algılayıcıları tarafından tespit edilebilirler. Şişme teoreminin en şaşırtıcı özelliklerinden birisi de her biri birbirinden çok az farklı, bir takım fizik yasasına uyan, evrenlerin çoklu evreni içerisinde bulunan bebek evrenlerin varlığıdır.

Çoklu evrenin tüm detaylarını anlayabilmemiz için, öncelikle şişmenin hem Einstein’ın denklemlerinin hem de kuantum kuramının ilginç sonuçlarından son derece yararlandığını anlamak önemlidir. Einstein’ın kuramında çoklu evrenin varoluşuna, kuantum kuramında da bunlar arasında tünel açabilecek olası araçlara sahibiz. Ayrıca, içerisinde paralel evrenler ve zamanda yolculukla ilgili sorularımızı yerleştireceğimiz, M-kuramı adı verilen yeni bir çerçeve ya da nihai kurama sahip olabiliriz.

1783 yılında, İngiliz gökbilimci, John Michell, bir yıldızın ışığın bile kendisinden kaçamayacağı kadar büyümesi halinde ne olacağını merak eden ilk kişi oldu. İlginçtir, Michell’in sorusuna cevap bir buçuk yüzyıl sonra, Alman ordusuna hizmet eden Alman bir fizikçi, Karl Schwarzschild’dan geldi. Schwarzschild’in çözümü bugün bile halen en basit ve kesin çözüm olarak kabul edilir.

Schwarzschild daha sonra, devasa bir yıldızın içerisinde acaip özellikleri bulunan hayali bir sihirli küre olduğunu farketti. Bu sihirli küre, geri dönüşü olmayan noktaydı. Sihirli küreden geçen herkes, bir daha asla görülmemek üzere, kütle çekimi tarafından yıldıza emiliyordu. Bu küreye ışık bile düşse, ondan kaçamazdı. Schwarzschild, Einstein’ın denklemlerinden yola çıkarak Michell’ın sorusuna cevap verdiğinin farkında değildi. Bulduğu karanlık yıldız, kara delikti.

Sonraki yazımda gizem yolculuğuna devam edeceğim.

İyi haftalar diliyorum,

Saygılarımla,

Ufuk Saygın
AQUA Danışmanlık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Satış şekilleri

Değerli dostlar, Satış yapmak öyle düşünüldüğü gibi, sadece fiyat düşürmekle olmuyor. Satışın öncesinde yapılması gereken onlarca faaliyet var. Satış işin son noktası aslında. Bilim insanları konuyla ilgili düşünüp, çeşitli yöntemler geliştiriyorlar. Satış yapabilmek için gerekli olan bu faaliyetleri ilk etapta 3 e ayırabiliriz. Bunların ilki, İnsanların ihtiyaçlarını karşılayarak, satış yapabilmek, ikincisi, insanların ihtiyaçlarını öngörerek satış yapabilmek ve talep yaratarak, üçüncüsü ise, insanlara ihtiyaçları olduğunu hissettirerek satış yapabilmektir. İlkinden bahsedecek olursak, bu durum, insanların ihtiyaçlarını tespit ederek çözüm üreten satış şeklidir. Ev temizliği için üretilen, elektrikli süpürge, çamaşırları temizlemek için kullanılan çamaşır makinesi, bulaşık yıkama makinası bu tip satış faaliyetlerine örnek verilebilir. Bu ürünlerin satış faaliyetlerinde ciddi rekabet vardır. Müşterilerin farklı alternatifler arasından sizin ürününüzü seçmesini sağlamak iç...

Fiyat düşürerek satış yapmak

Değerli dostlar, Sonuç olarak, şirketlerin varolabilmeleri için satış yapmaları gerekmektedir. Peki, nasıl satış yapacağız? Firma ticaretinden sorumlu, kişilerle konuştuğumda çoğu zaman maliyetlerden ve satış fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyorlar. Herhangi bir ürünün satış fiyatını düşürerek yapılan satış çok da başarılı bir operasyon değildir. Şimdi, çoğu satış yöneticisi bana kızacaktır ama maalesef durum bu. İşletmelerin ticari faaliyetinden sorumlu yöneticiler, satış fiyatının dışında başka enstrümanlar bulmalıdırlar. İş sadece fiyat olsaydı, piyasada pahalı satan hiçbir firma kalmazdı. Ancak, işletmelere baktığımızda aynı sektörde pahalı satanında ucuz satanında bulunduğunu görebiliriz. Peki, o zaman pahalı ürün piyasada nasıl satılıyor? Bu soruyu sorduğunuzda çok fazla cevap alabilirsiniz. Denilen herşey de doğrudur. Yalnız şunu unutmamak lazım, eğer pahalı satan firma kar edip büyüyorsa, demek ki, doğru pazarlama ve satış stratejisi uygulamış, pahalı olmasına ra...

Özel ve Genel görelelik

  Değerli dostlar, Einstein, izafiyet teorisi üzerinde çalışırken çok şaşırdığı bir gerçekle karşılaşmıştı. Cisimler hızlandığı durumda zaman yavaşlıyordu. Ama bu nasıl olabilirdi? Kuantum dünyasının gerçekleri keşfedilene kadar, insanlar sağduyu ile anlayabilecekleri ve akıllarının kabul ettiği olayları doğru kabul etmişti. Kuantum kanunları ile beraber artık insanoğlu akıl yolu ile anlayabileceği Dünya’dan ötesini keşfetmeye başladı. Bu çok gizemli bir alemdi. Zamanın, cisimlerinin hızıyla yavaşlaması akıl alır bir durum değildi. Einstein bunu özel görelelik olarak adlandırdı. Diğer önemli keşfi de kütleçekimine ne kadar az maruz kalırsanız zamanın o kadar daha fazla hızlı akacağı gerçeğidir. Saçma geliyor değil mi? Bu kanunlar ne kadar çok saçma geliyorsa o kadar doğrudur. Size bu kanunlarla ilgili gerçek örnekler vereyim. Einstein’ın teorisinin doğruluğunu bugün cep telefonunda sürekli kullandığımız GPS sistemi üzerinden ispat edebiliriz. GPS sistemi, Dünya yörüngesinde dön...