Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni iş ortamı

Değerli dostlar, Çok hızlı değişen bir dönemde yaşıyoruz. Müşteri profilinden tutun, ürün yaşam ömürlerine kadar her şey değişiyor. Çok iyi olduğunu düşündüğünüz bir ürün çok kısa bir zaman içinde, yok olabiliyor. Teknolojinin hızla değiştiği bu dönemde işletmeler, müşterilerinin gelecekteki ihtiyaçlarını önceden tahmin ederek, sunacakları yeni ürün veya hizmetlerini tasarlamak, yeni teknolojileri hızla mal veya hizmet üretim süreçlerine adapte etmek zorundadır. Daha uzun yaşam sürecine sahip ürünler dahi, uzun süre başarılarını devam ettirebilmeleri için, üretim yöntemlerini ve ürünlerinin sağladığı faydayı sürekli geliştirecek çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Endüstri çağında, şirketlerin en önemli kaynağı, üretimi yapan iş gücü idi. Bu grupta çalışan insanlar akıllarını değil çoğu zaman, fizik güçlerini kullanarak işlerini yaparlardı. Şimdi ise, 4. Sanayi devrimi ile artık otomasyonun ve robotların üretime girmeleri ile şirketlerde geleneksel üretim işlerinde çalışan iş...

Kopernikçi ilke Antropik ilkeye karşı

Değerli dostlar, Evren ve kuantum fiziğiyle ilgilendikçe, varlığımız ve nedenselliğimiz beni her zaman meraklandırıyor. Öyle büyük bir evren var ki, yanında o kadar küçük ve önemsiziz ki, düşündükçe içinden çıkamıyorum. Diğer taraftan yaşamın güzelliği, varolmanın gerçekliği beni mutlu ediyor. Bu konu ile ilgili fizikçiler iki felsefi düşünce etrafında birleşiyorlar. Birincisi, Kopernik ilkesi, ikincisi ise, antropik ilke. Kopernik ilkesi, evrendeki konumumuza ilişkin hiçbir özel durum olmadığını belirtir. Kopernik Dünya’yı evrenin merkezinden almakla kalmadı, Hubble teleskopu da bize milyarlarca galaksiden oluşan ve sürekli genişleyen evren kavramını söyleyerek, Samanyolu galaksisini de evrenin merkezi olmadığını ortaya çıkarttı. Diğer tarafta ise, bizim bu üç boyutlu evrenimizde bir dizi şaşırtıcı gerçekliğin bilinci mümkün kıldığının farkına varmamızı sağlayan antropik ilke vardır. Stephen Hawking şöyle der, “Eğer büyük patlamadan bir saniye sonraki genişleme oranı yüz...

Goldilocks

Değerli dostlar, Yıllardır, Dünyamızın yaşam için ne kadar elverişli bir konumda olduğunu okuruz, duyarız. Peki nedir, bu yaşama uygun olaylar? Bugün, bilim insanları Dünya’nın Güneş’e göre yeryüzünde yaşama olanak sağlayan “Goldilocks” bölgesinde yani, evrensel çözücü madde olan sıvı suyun yaşamın kimyasallarını yaratabileceği uzaklıkta var olduğunu söyler. Eğer, Dünya’mız Güneş’ten daha uzak bir konumda olsa idi, sıcaklıklar, suyu hatta CO2 i bile dondurup, sert ve verimsiz bir yüzey yarattığı Mars gezegeni gibi donmuş bir çöle dönerdi. Mars’taki toprağın altında bile kalıcı bir şekilde donmuş su ve CO2 bulunur. Eğer, Dünyamız, Güneş’e daha yakın olsaydı, o zaman Venüs gibi, atmosferi CO2 den oluşan, aynı bir sera gibi, Güneş ışınlarının kaçamadığı ve sıcaklıkların 500 santigrad dereceye ulaştığı bir gezegen olurdu. Başka örnekler de vereyim, geceleyin bize ışık veren Ay’ımız, Dünya’mızı yörüngede tutmak için tam da olması gereken boyuttadır. Ay daha küçük boyutta olsa idi,...