Değerli dostlar,
Geçen yazımda, Bizas’tan
bahsetmiştim, dediğim gibi Bizas’ta sıradan birisi değil. Biraz mitolojiden
bahsetmemiz gerekiyor. Bana çoğu zaman mitolojik kavramlar, masal gibi
gelmiştir. Ama isimlere bakınca, o kadar işin basit olmadığı anlaşılıyor.
Günümüz de kullandığımız çoğu isim, mitolojik olaylardan geliyor. Hatırlarsanız
Truva’da keşfedilene kadar, mitolojik bir savaş olarak nitelendiriliyordu.
Bizas, arkasından Bizans, tesadüf olabilir mi?
Bildiğiniz gibi baş Tanrı, Zeus,
karısı Hera’yı Io adında genç ve güzel bir kızla aldatır. Hera bunu öğrenince,
Zeus, Io’yu Hera’dan korumak için buzağı haline getirir. Zeus, Io’yu önce
Yunanistan’ın batısında bulunan Ion denizine, arkasından da Trakya ve Boğaziçi’nden
karşı kıyıya atlatarak kaçırır. Bu yüzden de bu güzel deniz geçişine “Bosforo”
yani “Buzağı geçidi” derler. Io bugünkü Silahtarağa bölgesinde kızı, Keras’ı
Dünya’ya getirir. Semestra’da Keras’ı bakıp büyütür ve Poseidon ( Deniz
Tanrısı) ile evlendirir. Çiftin bir çocukları olur. Adını ne koyarlar? Evet,
Bizas!
Baba, Denizlerin Tanrısı, Poseidon,
anne, Io’nun kızı Keras. Ne dersiniz? Bizans imparatorluğu bu hikayeden mi
geliyor acaba? Tabi, ispatlamak nerdeyse mümkün değil ama bu kadar da tesadüf
olur mu demek geliyor insanın içinden.
İstanbul gerçekten kutsal bir yer. Peygamberimizin bahsettiği, yıllarca Dünya'nın başkenti olmuş bu şehir, sırlarıyla, tarihiyle herkeste heyecan uyandırıyor. İstanbul ile ilgili yazılarıma devam
edeceğim.
İyi haftalar diliyorum,
Saygılarımla,
Ufuk Saygın
AQUA Danışmanlık
Yorumlar
Yorum Gönder