Değerli dostlar,
Bugün İstanbul’da kar var. 87
kışı gibi olabilir deniyor ama ben çok öyle olabileceğini zannetmiyorum. O
dönem ben lise 1 deydim. 2 gün hiç durmadan büyük büyük yağmıştı. 1 metreye
yakın kar kalınlığı oluşmuştu yerde. Biz, o yıllarda Çapa’da oturuyorduk, yani
İstanbul’un merkezindeydik. Merkezde bu kadar çok yağan kar, Sur dışında ne
kadardı bilemiyorum. O zamanki İstanbul, bugünkünden çok küçüktü. Düşünün
Beylikdüzü o zaman kırsal bölge idi. Biz, ilkokuldayken, Haramidere’ye pikniğe
gitmiştik.
Bu kadar kar yağışı ile ilgili
yazmamın sebebi, tabiki meteorolojik durum değil. Bugün kar tanelerinin fiziksel
durumu ile ilgili yazacağım. Bana çok ilginç geldiği için yazıyorum, muhtemelen
size de çok ilgi çekici gelecektir. Bugün gördüğümüz her kar tanesinin şekli
birbirinden farklıdır. Düşünsenize, yağan her kar tanesinin şeklinin
birbirinden farklı olduğunu. Bu nasıl bir algoritmadır. Hiçbir kar tanesinin
birbirine benzememesi gibi, ayrıca kar tanelerinde müthiş bir simetri vardır. Kar
tanelerinin gizemini ilk olarak Johannes Kepler fark etmiştir. Arkasından,
Descartes, kar tanelerinin birbirinden farklı olduğunu tespit etmiştir. Kar
tanelerini mikroskop altında ilk incelemeler, 19. Yy sonlarında yapılmıştır.
Wilson Bentley, mikroskop altında farklı kar tanelerini incelediğinde, her
birinin birbirinden farklı olduğunu görmüş ve şaşırmıştır. Bentley, o zamanki
imkanlarla yaptığı çalışmalarda, tespit edebildiği kadarıyla, kar tanelerinin
şekillerini numaralandırmıştır. Aşağıdaki resimlerde kar tanelerinin farklı
kristal yapılarını görmektesiniz.
İyi haftalar,
Saygılarımla,
Ufuk Saygın
AQUA
Danışmanlık
Yorumlar
Yorum Gönder