Değerli dostlar,
Bildiğiniz üzere, size standart
bilgilerden daha çok, farklı size fayda sağlayacak yazılar yazmaya çalışıyorum.
Bugün de yine size, bir başarı hikayesinden bahsedeceğim. Yalın üretimin
çeşitli prensipleri vardır, Toplam Kalite’nin yine aynı şekilde, sadece bir
cümleden oluşan tanımlamaları vardır. O tek cümle, çok anlam ifade eder ancak
uygulaması için ciddi çabalar gerekir.
Yalın düşünce bildiğiniz gibi
Japonya’dan çıkmıştır. Japon üreticiler yalın düşünce prensiplerini uygulayarak
önce ABD ve Avrupa’da arkasından tüm Dünya’da, rakiplerinin hem kalite, hem de
fiyat bakımından önüne geçmiş ve ciddi karlar ve pazar payları kazanmışlardır. Özellikle,
1980’lerin sonundaki korkunç finansal darboğaz, ABD li, otomobil üreticisi
Chrysler’i tedrikçilerle olan ilişkisini gözden geçirmeye itti. Chrysler’in
tedarikçileri ile karşılıklı güvensizliğe ve kuşkuya dayalı bir ilişkisi vardı.
Chrysler, otomobil parçalarının tasarımı konusunda, tedarikçilerine hiç
danışmaz ve onların kar marjlarını hiçbir şekilde kendi sorunu olarak görmezdi.
Chrysler, tedarikçilerini öncelikle parçaları mümkün olan en düşük fiyatla
yapma yeteneğine bakarak seçerdi.
Chrysler, yaşadığı finansal
krizden çıkabilmek için, Japon anlayışına yakın bir şekilde tedarikçileri ile
ilişkilerini geliştirmeye karar verdi. Bu şekilde üretim ve parça maliyetlerini
önemli ölçüde azalttılar. Tedarikçilerini yeniden değerlendirip, bazılarını
elimine ettiler. Kalan tedarikçilerine daha düşük fiyatlarda, daha çok iş
verdiler. Tedarikçilerine parçaları tam zamanında teslim etmelerini ve kalite
konusunda sorumluluk üstlenmelerini sağlayarak stokları düşürmeyi, hataları
azaltmayı ve kendi üretim hatlarının verimliliğini büyük çapta iyileştirmeyi
başardılar.
Arkasından, Chrysler
tedarikçilerini ürün geliştirme aşamasının içine dahil etmeye başladı. Üretim
süreçlerinin iyileştirilmesi uğraşına katmaya başladılar. Böylece, her
zamankinden daha yenilikçi ürünler, her zamankinden daha hızlı ürün geliştirme
ve her zamankinden daha düşük maliyetler elde ettiler. Üretici ile tedarikçi
arasında yıllardır yaşanan, satınalma maliyetine dayalı modelden, partnerliğe
dayalı, kazan kazan anlayışına dayalı, bir anlayış geliştirdiler.
Sonuç müthişti. Yeni bir araba
geliştirmek için gerekli zaman, 1980 lerdeki ortalama 234 haftadan yaklaşık
olarak 160 haftaya düştü. Yeni bir araba geliştirme maliyeti, yeni anlayış ile
birlikte % 20 - % 40 oranında düştü. Yapılan iş Yalın düşünceye uygundu. Ürün
geliştirme lead time ı, 74 hafta iyileşmişti. Sonuç olarak, Chrysler’in araba
başı karı, 1980 lerde ortalama 250 USD’den 1994 yılında rekor derecede artarak
2.100 USD’ye fırladı. Üreticisiyle, tedarikçisi ile herhangi bir ticari
zincirin başarılı olabilmesi için takım olabilmek, partner gibi düşünebilmek,
tüm sektörün karlılığını ve varoluşunu etkilemektedir. İşbirliği içinde
sektörlerin olabilmesi dileğiyle,
İyi haftalar,
Saygılarımla,
Ufuk Saygın
AQUA Danışmanlık
Yorumlar
Yorum Gönder