Ana içeriğe atla

Güneş'imizin sonu

Değerli dostlar,

Dünyamıza hayat veren Güneşimizin nasıl söneceğini aşağıdaki yazıda bulabilirsiniz. Yazının orijinali aşağıdaki linkdedir.

https://popsci.com.tr/gunes-tamamen-yanip-bittiginde-neler-olacak/

“Dünya’yı 4 milyar yıldan uzun süredir aydınlatan sarı cüce yıldız Güneş’ten daha antik, daha değişmez bir şey var mı? Fakat yıldızımız da günün birinde gidecek. Hatta bilim insanları, o zaman geldiğinde neler olacağından gayet emin. Güneş, son derece sıcak hidrojen atomlarını çekirdeğinde kaynaştırarak veya birleştirerek enerji kazanıyor. Bu sayede helyum ve bir sürü enerji ortaya çıkıyor. Fakat gün gelecek, tıpkı kurmalı bir oyuncağın yavaşlayıp durması gibi Güneş’in çekirdeğindeki hidrojen de tükenecek. Bu olay (yaklaşık 5 milyar yıl içinde) gerçekleştiğinde, Güneş’in artık yeni bir enerji kaynağı bulması gerekecek.

Bu durum ilk başta sorun olmayacak. Hidrojen kaynaşımı, günümüzde Güneş çekirdeğinin kendine baskı yapan dış katmanlara karşı koymasını da sağlıyor. Çekirdek artık dayanamadığında ise bu dış katmanlardaki hidrojen içe doğru akın edip ısınacak ve Güneş’e yakması için daha fazla yakıt sağlayacak. Görünürde her şey iyi gidecek. Fakat bunun bir bedeli olacak. Yaşanan bu olayların yan etkileri, Güneş’in kızıllaşmasına, soğumasına ve şimdiki boyutunun yüz katından fazla şişmesine yol açacak. Güneş Merkür’ün, Venüs’ün ve hatta Dünya’nın yörüngesine girecek kadar büyüyecek. Tıpkı gökyüzünde görebildiğimiz Arcturus veya Aldebaran yıldızları gibi kırmızı bir deve dönüşecek. Tüm bu olanlar sayesinde hidrojen, Güneş’e bir milyar yıl daha kazandıracak. Fakat hidrojen de bittiği zaman, Güneş sıradaki şeye başvuracak: Bunca zamandır ürettiği helyuma.

Güneş helyum kaynaştırmaya başladığında normale dönüyor gibi görünecek. Helyum, çekirdekten kalan enkazın bir kısmını eski haline döndürecek. Kabaran yıldızımız ise boyutunun büyük bir bölümünü kaybedecek. Gökbilimciler bu olaya helyum parlaması adını veriyor. Fakat önemli bir nokta var: Bu parlama, Güneş’in mükemmel derecede iyi olan helyumunun neredeyse onda birini dakikalar içinde tüketecek.

Giderek yaşlanan Güneş, sonraları hayati bir sorunla karşı karşıya kalacak: Helyum, yakıt olarak hidrojene denk değil. Hidrojen kadar verimli kaynaşmayan helyum, karbon ve oksijen ortaya çıkarıyor. Bu elementlerin de kaynaşması mümkün ancak çok daha zor ve verimsiz. Geriye kalan helyum, Güneş’e sadece 100 milyon yıl kadar zaman kazandıracak.

Güneş artık helyum kaynaştıramadığında, başka bir zor döneme girecek. Yeniden kabaracak ve kullanabileceği ne kadar hidrojen veya helyum varsa kaynaştırmaya çalışacak. Çekirdek çökmeye başladığında, yıldızın dış halkası çok daha uzağa; belki de asteroit kuşağının ötesine uzanabilir.

Bu durum çok uzun sürmeyecek. Güneş, sonunda tüm dış katmanlarından ayrılacak. Komşu yıldız sisteminde yaşayan gözlemciler varsa, parlak bir haleye benzeyen büyüleyici bir gösteriye şahit olabilirler. Tanıdığımız Güneş için ise bu 10.000 yıl, onun ölüm anı demek.

Gezegenler işin içine dahil olmasa bile*, geriye gezegen bulutsusu adı verilen bir çeşit göksel mezar taşı kalacak. (* Tabii bir zamanlar Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olan gök cisimlerinin koyu renkli ölü kabukları yok olmaktan kurtulmayı başaramazsa.) Fakat ölüm, Güneş için bir son olmayacak. Kütlesinin yaklaşık yarısı kaybolacak olsa da, geriye kalanlar bu gezegen bulutsusunun tam ortasında sıkışacak. Bu maddeler, Güneş’in merkezinde yer alan ve Dünya’dan daha büyük olmayan ufak, parlak ve ultra yoğun bir kora dönüşecek. İçin için yanan bu tür kalıntılar, beyaz cüce yıldız şeklinde adlandırılıyor.

Güneş’in uzun, son ve yalnız hali bu noktadan sonra başlayacak. Trilyonlarca yıl içerisinde; evrenin günümüzdeki yaşından yüzlerce kat daha uzun bir sürede ise o beyaz cüce, (çok ama çok yavaş şekilde) geriye kalan ısısını kaybedip karanlığa bürünecek."

İyi haftalar diliyorum.

Saygılarımla,

Ufuk Saygın

AQUA Danışmanlık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Satış şekilleri

Değerli dostlar, Satış yapmak öyle düşünüldüğü gibi, sadece fiyat düşürmekle olmuyor. Satışın öncesinde yapılması gereken onlarca faaliyet var. Satış işin son noktası aslında. Bilim insanları konuyla ilgili düşünüp, çeşitli yöntemler geliştiriyorlar. Satış yapabilmek için gerekli olan bu faaliyetleri ilk etapta 3 e ayırabiliriz. Bunların ilki, İnsanların ihtiyaçlarını karşılayarak, satış yapabilmek, ikincisi, insanların ihtiyaçlarını öngörerek satış yapabilmek ve talep yaratarak, üçüncüsü ise, insanlara ihtiyaçları olduğunu hissettirerek satış yapabilmektir. İlkinden bahsedecek olursak, bu durum, insanların ihtiyaçlarını tespit ederek çözüm üreten satış şeklidir. Ev temizliği için üretilen, elektrikli süpürge, çamaşırları temizlemek için kullanılan çamaşır makinesi, bulaşık yıkama makinası bu tip satış faaliyetlerine örnek verilebilir. Bu ürünlerin satış faaliyetlerinde ciddi rekabet vardır. Müşterilerin farklı alternatifler arasından sizin ürününüzü seçmesini sağlamak iç...

Fiyat düşürerek satış yapmak

Değerli dostlar, Sonuç olarak, şirketlerin varolabilmeleri için satış yapmaları gerekmektedir. Peki, nasıl satış yapacağız? Firma ticaretinden sorumlu, kişilerle konuştuğumda çoğu zaman maliyetlerden ve satış fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyorlar. Herhangi bir ürünün satış fiyatını düşürerek yapılan satış çok da başarılı bir operasyon değildir. Şimdi, çoğu satış yöneticisi bana kızacaktır ama maalesef durum bu. İşletmelerin ticari faaliyetinden sorumlu yöneticiler, satış fiyatının dışında başka enstrümanlar bulmalıdırlar. İş sadece fiyat olsaydı, piyasada pahalı satan hiçbir firma kalmazdı. Ancak, işletmelere baktığımızda aynı sektörde pahalı satanında ucuz satanında bulunduğunu görebiliriz. Peki, o zaman pahalı ürün piyasada nasıl satılıyor? Bu soruyu sorduğunuzda çok fazla cevap alabilirsiniz. Denilen herşey de doğrudur. Yalnız şunu unutmamak lazım, eğer pahalı satan firma kar edip büyüyorsa, demek ki, doğru pazarlama ve satış stratejisi uygulamış, pahalı olmasına ra...

Özel ve Genel görelelik

  Değerli dostlar, Einstein, izafiyet teorisi üzerinde çalışırken çok şaşırdığı bir gerçekle karşılaşmıştı. Cisimler hızlandığı durumda zaman yavaşlıyordu. Ama bu nasıl olabilirdi? Kuantum dünyasının gerçekleri keşfedilene kadar, insanlar sağduyu ile anlayabilecekleri ve akıllarının kabul ettiği olayları doğru kabul etmişti. Kuantum kanunları ile beraber artık insanoğlu akıl yolu ile anlayabileceği Dünya’dan ötesini keşfetmeye başladı. Bu çok gizemli bir alemdi. Zamanın, cisimlerinin hızıyla yavaşlaması akıl alır bir durum değildi. Einstein bunu özel görelelik olarak adlandırdı. Diğer önemli keşfi de kütleçekimine ne kadar az maruz kalırsanız zamanın o kadar daha fazla hızlı akacağı gerçeğidir. Saçma geliyor değil mi? Bu kanunlar ne kadar çok saçma geliyorsa o kadar doğrudur. Size bu kanunlarla ilgili gerçek örnekler vereyim. Einstein’ın teorisinin doğruluğunu bugün cep telefonunda sürekli kullandığımız GPS sistemi üzerinden ispat edebiliriz. GPS sistemi, Dünya yörüngesinde dön...