Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eşevrelilik ve paralel Dünyalar

Değerli dostlar, Şu an Michio Kaku’nun paralel Dünyalar isimli kitabını okuyorum. Paralel evrenlerin fiziksel olarak mümkün olması beni oldukça derinden etkiliyor. Daha önce size çift yarık deneyi ve maddenin dalga fonksiyonunun gözlemci ile nasıl çöktüğünü anlatmıştım. Şimdi, başka ilginç bir gerçeklikten bahsedeceğim. Dalga fonksiyonu, bilinç veya gözlemci ile etkileşime girmeden, dış dünya ile etkileşerek çökebilir. Yani, madde gözlemci olmadan da hava molekülleri ile temas ederek gerçek olabilir. Schrödinger’in kedisinden yola çıkarsak, yani, kedinin hem ölü, hem de canlı olması için ölü kedinin dalga fonksiyonu ile canlı kedinin dalga fonksiyonunun tamamen eşzamanlı bir şekilde titreşmesi gerekir. Biz buna eşevrelilik diyoruz. Ancak, gerçek hayatta biz bunu göremeyiz, çünkü, madde sürekli dış Dünya ile etkileşim halindedir. Einstein bunu öğrendiğinde, kafasını ciddi şekilde kurcalamıştı. Peki, madde hangi durumda çökeceğini nasıl seçiyordu? Halen bu durum soru işaretidir...

Determinizm

Değerli dostlar, Determinizm hakkında ne düşünüyorsunuz? Yüzyıllardır, evren, madde ve yaratılış hakkında insanlar araştırma yapıyorlar ve merak ediyorlar. Kuantum kuramı, keşfedildikten sonra, iş daha da ilginç bir hale geldi. Kuantum kuramı insanlara ne kadar saçma gelse de, ne kadar anlamsız gözükse de, tüm zamanların en başarılı fizik kuramıdır. Kuantum kuramı, kaderimiz ile ilgili de bazı varsayımlar ileri sürer. Felsefeciler, teologlar ve bilim insanları geleceğin ve kaderimizin bilinebilir olup olmadığı ile ilgili yüzyıllardır fikirler ifade etmişlerdir. Hem Newton, hem de Einstein, yaşanacak olan tüm olayların ilkesel olarak belirlenebileceğini açıklayan belirlenimcilik kavramına inanıyorlardı. Newton’a göre Evren, zamanın başlangıcında Tanrı tarafından kurulmuş devasa bir saatti. O zamandan beri zaman, üç hareket yasasına uygun, son derece öngörülebilir bir şekilde ilerliyordu. Gerçekten de şu an tüm evrendeki, yıldızların gezegenlerin hareketlerini hesaplayabiliyoru...

Lider profilleri

Değerli dostlar, Firmalarımızın yönetim şekilleri ve yönetici profilleri ile ilgili araştırmalar yapıyorum, kitaplar okuyorum. Çok ilgi çekici çalışmalar var. Liderler, tabi ki firmaların büyümesinde, gelişmesinde çok önemli ancak liderin şirketi kendisine bağlaması o derecede yanlış. Yapılan incelemeler de liderlik düzeyleri belirlenmiş ve işletmelere en faydalı liderlerin, kendisinden sonra devam edebilen şirketler yaratan, hatta daha da büyüyen, firma liderleri olduğu tespit edilmiş. Öyle şirketler var ki, liderin gelmesi ile ciddi büyüme kaydetmiş ancak kendisinden sonra iflasa sürüklenmiş. Sizce, bu doğru bir yönetim şekli midir? Daha açık örnekler vereyim işletmelerimizde, bölüm yöneticilerinde dahi, bilgiyi saklayan, kendinden sonra gelebilecek yöneticiyi yetiştirmeyen, hatta koltuğunu kaybetme korkusuyla, sürekli düşük profilli insanlarla çalışmak isteyen yöneticiler vardır. Kendileri işlerinde çok başarılı olabilirler, ancak işletmeler için hiçte iyi olmayan bir yapı...

Şişme kuramı ve sonuçları

Değerli dostlar, Bugün geldiğimiz noktadaki bilgi seviyemiz, şişme teoremi, her ne kadar evren hakkında böylesi geniş bir gizemler aralığını açıklama gücüne sahip kuram olsa da bu onun kesinlikle doğru olduğunu göstermez. Farklı tezlerde halen bilim dünyasında tartışılmaktadır. Şişme teoremini onaylayacak ya da yalanlayacak kesin kanıt, büyük patlama anında oluşan kütle çekim dalgalarıdır. Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi, bu kütle çekim dalgaları halen evrenin her yanına yansıyor olmalı. Bu dalgalar da kütle çekimi dalga algılayıcıları tarafından tespit edilebilirler. Şişme teoreminin en şaşırtıcı özelliklerinden birisi de her biri birbirinden çok az farklı, bir takım fizik yasasına uyan, evrenlerin çoklu evreni içerisinde bulunan bebek evrenlerin varlığıdır. Çoklu evrenin tüm detaylarını anlayabilmemiz için, öncelikle şişmenin hem Einstein’ın denklemlerinin hem de kuantum kuramının ilginç sonuçlarından son derece yararlandığını anlamak önemlidir. Einstein’ın kura...