Değerli dostlar,
Yıllardır, yalın üretim, yalın
düşünce ile ilgili konuşuruz. Gerek profesyonel olarak çalıştığım dönemde,
gerekse de danışman olarak çalıştığım dönemde, yalın düşünceyi anlatırken
zorluklar yaşamışımdır. Yalın düşüncenin temeli olan değer kavramını
anlatırken, yapılan faaliyetlerin bir değer üretmesi gerektiği olgusu çoğu
zaman anlaşılamamaktadır. Çünkü, çoğu zaman, herhangi bir faaliyetin görünüşte
sorun yaratmadan üretilmesi, oluşturulması, sanki o aktivitenin doğru
yönetildiğini gösterdiğine inanan bir yönetim anlayışı mevcuttur.
Sorunda burada başlamaktadır.
Artık, her malın Dünya’nın her yerinden sorunsuz bir şekilde tedarik edilmesi,
verimlilik kavramının önemini arttırmıştır. Firmalar, her sürecini değer
yaratacak şekilde dizayn etmelidir. Değer kavramı, firma içinde her çalışanın,
her sürecin, ne kadar verimli yapıldığı ile ilişkilidir. Örnek verecek olursak,
herhangi bir işi, 3 kişi ile yapmak veya 5 kişi ile yapmak, yani o işe
ayırdığınız kaynakların miktarı, o işi ne kadar verimli yönettiğinizi belirler.
Tabi, burada olay sadece, işçilik değildir, firmanın kullandığı tüm kaynaklar,
para ödediği tüm diğer durumların toplamı, o işi ne kadar verimli yönettiğinizi
belirler. Yani, olay üretilen mal veya hizmetin sorunsuz üretilmesi değil,
verimli üretilmesidir.
Değer kavramı, yapılan her iş,
her faaliyet için müşteri para ödemek ister mi? Sorusuyla başlar. Müşterinin
para ödemek istemediği her şey israftır, değer yaratmaz anlayışını benimser. Örneğin,
bir kurşun kalem üretiyorsunuz ve kalemin hammalzemesini bir yerden bir yere
sürekli taşıyorsunuz. Bunun için bir adam istihdam ediyorsunuz ve bu adamlara
para ödüyorsunuz. Peki sizce, kalem satın almak isteyen biri, bu taşıma için
para ödemek ister mi? Şimdi kulağıma nasıl hammalzemeyi taşımadan üretim
yapacağız diye soruyorsunuz gibi geliyor. Evet, zaten olayın püf noktasıda bu.
Nasıl taşıma yapmadan üretim yapacağız? Yalın düşünce bunları düşünmemizi
ister, çünkü taşıma faaliyeti, yalın düşüncede israftır.
Bu şekilde kullanılan kaynakların
sürekli azaltılması, bazılarının yok edilmesi durumunun firma içinde sürekli
sorgulanmasını ve bir kültür haline getirilmesini ister. Firmalar genel olarak
yapılan işlerin ortaya çıkmasını sağlamak için, kaynakları dikkatsizce kullanma
eğilimindedir. Çünkü, çalışanlar için önemli olan ilk etapta işin ortaya
çıkarılmasıdır. Yalın düşünce de ise, bu sadece işin ortaya çıkması değil, işin
ortaya çıkması için ne kadar kaynak kullandığınızın da irdelenmesi gerçeğini
ortaya koyar. Firmada kullanılan kaynaklar kısıldığı zaman, işletme içerisinde
hoyratça kullanılan ve bu sebeple üstü örtülen problemler ortaya çıkar. Bu da
aslında işletmelere iyileştirilmesi gereken noktaları gösterir. Kaynakların
kısılması sebebiyle işler doğru yürümez, çünkü işlerin doğru yürümesi için
gereken kaynak artık yoktur. Kaynak nedir sorusu ise, ayrı bir yazı konusudur,
kaynak, değer, israf kavramları ayrı bir yazımda anlatılacaktır. Çalışanlar,
yalın düşünceyi suçlar ve yanlış olduğunu iddia ederler. Çünkü, artık israf
ettikleri kaynaklar kendilerine verilmemektedir. Eskiye dönmek isterler, bu
şekilde işlerin çıkmayacağını söylerler. Bunlar, aslında kendi süreçleri
hakkında bilgilerinin yeterli olmadığını gösterir. Çünkü, yalın düşünce her
sürece zekanın ve bilginin katılmasını bekler. Kullanılan kaynakların nasıl
azaltılması gerektiği ile ilgili çalışma yapılmasını ister. Bu çalışmalar için
ciddi bir bilgi ve zeka gerekir. Her sürecin analiz edilip, israf noktaları,
değer yaratmayan noktalarının belirlenip, bu kavramların yok edilmesini bekler.
Bu da derin bir analitik zeka ve çalışma ihtiyacı doğurur.
Üst yönetim eğer, oluşan
problemler sebebiyle sistemi suçlar ve sanki yalın düşünce yanlış bir oluşum
gibi anlarsa, kaynakların hoyratça kullanılmasına devam edilir. Firmada kısa
zaman içerisinde maliyetlerin yükselmesi sebebiyle piyasada rekabet edemez
duruma gelir. Sonuç olarak da tasfiyeye kadar olan süreç başlar. Verimli
işletmelere sahip olmanız dileğiyle,
İyi haftalar,
Saygılarımla,
Ufuk Saygın
AQUA
Danışmanlık
Yorumlar
Yorum Gönder