Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

20. yy tahminleri

Değerli dostlar, 22. Yy da neler olacak çok merak ediyorum. Keşke imkanımız olsa da o günleri de görebilsek, ancak bugün yaşayanların o günleri görebilmeleri pek mümkün gözükmüyor. 1900 lü yılların başında da aynı bugün gibi, 20. Yyda neler olacağı ile ilgili olarak araştırmalar, anketler yapılıyormuş. Bakın o zaman ki insanlar neler tahmin etmişler. Sorulan kişiler o günlerin önemli insanları, insanlığın birgün atlantiği hava araçlarıyla geçeceğini tahmin etmişler, ancak bunun balonla olacağını düşünüyorlarmış. O dönemin posta bakanı, John Wanamaker, gelecek yüzyıl boyunca, postaların at sırtında veya posta arabaları ile taşınmaya devam edeceğini ifade etmiş. ABD patent ofisi müdürü, Charles Duell, icat edilebilecek herşey icat edildi, demiş. Warner Brothers’ın kurucularından, Harry Warner, 1927 de sessiz filmler döneminde, “Aktörlerin konuştuğunu duymayı kim ister ki” demiş. Times dergisi, 1903 yılında, uçan makinelerin vakit kaybı olduğunu söylemiş. 1920 de yine Times derg...

Duygusal zeka

Değerli dostlar, Bugün duygusal zeka ile ilgili yazı yazacağım. Tabiki, yine konunun akademik kısmına çok fazla değinmeyeceğim. Duygusal zeka kavramı 90 lı yıllarda Daniel Goleman’ın kitabı ile hayatımızda yer almaya başlamıştır. Detaylı bilgi almak isteyen dostlarım Daniel Goleman’ın duygusal zeka kitabını okuyabilirler. Dr. Daniel Goleman duygusal zeka kitabında, duygusal zekayı, “bireylerin kendi duygularını anlayabilme, başkalarının duygularını anlayabilme, empati kurma, farklı duyguları birbirinden ayırıp doğru tanımlayabilme, bu veriler ışığında davranışlarını yönetme becerisi” olarak tanımlar. Hepimizi, aslında duygusal zeka adını verdiğimiz, beynimizin düşünen ve duygusal parçaları yönetiyor. Gerek iş yaşamımızda, gerekse de özel hayatımızda başarılı olmak, insanların duygusal zeka kapasitelerine bağlıdır. Goleman’a göre bilişsel zeka (IQ)’nın hayatımızdaki başarıya katkısı sadece % 20 dir. Araştırmalar, akademik zekanın, insanların tutkularını, dürtülerini, ...

Pisagor

Değerli dostlar, Pisagor M.Ö. 6. Yüzyılda, Polikrates’in yaşadığı dönemde yaşamıştır. Yine, Sisamlı bir bilginden bahsediyoruz. Yeryüzünün küre olduğunu dünya tarihinde ilk kez Pisagor anlamıştır. Kendisi ve öğrencileri, Pisagor teoremi dediğimiz kuramı bulmuşlardır. Her tür bilme temel oluşturan çağdaş matematiksel düşünce yöntemi Pisagor’a çok şey borçludur. Sadece teoremi bulmakla kalmamış, herşeyi matematiksel olarak kanıtlamaya çalışmıştır. Kozmos ifadesini ilk kullanan Pisagor’dur. Pisagor, diğer bilim adamlarından farklı olarak deneyci değildi. Doğa yasalarının salt düşünceden çıkarılabileceğini düşünüyordu. Pisagor’cular, matematikçi idiler. Matematikte, kusursuz gerçeği bulduklarını, matematiğin tanrılar aleminin bir parçası olduğunu, dünyamızınsa bu alemin kusurlu bir yansıması olduğuna inanmakta idiler. Pisagor’cular Platon’u, daha sonra da Hristiyanlığı güçlü bir biçimde etkilemişlerdir. Birbirleriyle, çelişen görüşlerin tartışma yoluyla düzeltilmesini Pis...

Anaksagoras

Değerli dostlar, Sıra geldi, Anaksagoras’a, M.Ö. 450 li yıllarda yaşamıştır. Deneyleriyle ünlüdür. Zengin biriydi. Ancak, zenginliği bir kenara bırakıp, bilimle ilgilenmiştir. Hayatın amacı nedir, diye sorulduğunda, “Güneş’in, Ay’ın ve göklerin araştırılması” yanıtını verirdi. En önemli fikirlerinden birisi, Ay’ın yansıttığı ışık nedeniyle parladığını, savunmasıydı. Bu görüş o dönem için öylesine tehlikeli idi ki, kuramı içeren yazı gizlice elden ele dolaştırılıyordu. O zamanın geçerli inancı, Güneş’in ve Ay’ın tanrı oldukları yolundaydı. Anaksagoras, Güneş’in ve yıldızların yanan taşlar olduğunu düşünüyordu. Yıldızların ısısını hissetmiyoruz, çünkü çok uzaktalar diyordu. Ay’da dağlar bulunduğu görüşündeydi ve haklı idi. Güneş’in Peloponez kadar büyük olduğunu söylemişti. Bu bölge Yunanistan’ın üçte biri kadardır. O tarihlerde Anaksagoras’ı eleştirenler, bu görüşün çok aşırı ve saçma olduğunu belirtmişlerdir. Anaksagoras Atina’ya Perikles tarafından çağrılmıştı. Felse...

Demokritus

Değerli dostlar, Sıra, Demokritus’a geldi. Demokritus atomların varlığına ilişkin ilk imayı yapan kişidir. Demokritus Yunanistan’ın kuzeyindeki İyonya kolonisi Abdera’da doğmuştu. Uzayda yayılan maddenin, Dünya’nın birden oluştuğuna, geliştiğine sonra da dağıldığına inanırdı. Darbe kraterlerinden kimsenin haberi yokken, Dünya’ların bazen çarpıştığını düşünürdü. İlk olarak atom sözcüğünü bulan kendisidir. Atom yunanca kesilmesi olanaksız anlamındadır. Atomlar bir maddenin bölünemez zerrecikleridir. Daha küçük parçalara bölünemez derdi. Herşeyin içiçe geçmiş atomların toplamından oluştuğunu söylerdi. İnsanların dahi atomlardan oluştuğunu söylerdi. Demokritus’a göre bir elmayı kestiğimizde, bıçak atomlar arası boşluklardan geçerdi. Bu boşluklar olmasa, bıçak elmayı, yani atomları kesemezdi. 1750 yılında Thomas Wright, Demokritus’un Samanyolu’nun çoğunlukla, kararsız kalmış yıldızlardan oluştuğu yolundaki inancına şaşırmıştır. İyi haftalar diliyorum, Saygılarımla,...

Empedokles

Değerli dostlar, Bir diğer, bilim insanı da Empedokles’tir. Empedokles’te yine Thales ve Anaksimender’e yakın zamanda yaşamıştır. M.Ö. 540 yıllarında yaşadığı düşünülüyor. Bazı kayıtlara göre kendini Tanrı olarak kabul edermiş. Belki de başkaları onun çok zeki olduğunu düşünerek, Tanrı gözüyle bakmışlardır. Işık hızının çok yüksek olduğunu kavramıştı. Deneysel olarak çalışmalar yapmıştır. Havanın varlığına ilişkin ilk deneyi kendisinin yaptığına yönelik kayıtlar vardır. Empedokles, deneyini evlerde kullanılan, bir gereçle gerçekleştirmiştir. Bu aletin adı Clepsydra veya su hırsızıdır. Bu alet küre biçiminde, üst ucunda boru olan, alt tarafında da delikler olan bir gereçtir. Bu kap suya batırılarak doldurulur. Eğer boru biçimindeki borunun üst kısmını parmağınızla bastırmayarak, küreyi sudan çıkarırsanız alt deliklerden su duş gibi boşalır. Fakat, parmağınızla borunun deliğini kapatırsanız, su kürenin içinde kalır. Maddi bir cisim, suyun geçişine engel olmakta diye düşünerek, ...

Genç mühendislere öğütler

Değerli dostlar, Zaman zaman genç mühendis arkadaşlarımla sohbet ediyorum. Genellikle mesleklerinde nasıl ilerleyecekleri ile ilgili sorular soruyorlar. Onlara en önemli konunun yöneticileri olduğunu söylüyorum. Eğer, bilgili, tecrübeli, yüksek karakterli ve zeki bir yöneticileri var ise, önlerinin çok açık olduğundan bahsediyorum. Çünkü, iyi yönetici ustadır. Yani, kendisinden sonra gelecek mühendislere yol gösterir. Tecrübesiyle eğitim verir. İyi ahlak öğretir, çalışmayı öğretir. Başarıya giden yolun, başkalarının üzerine basarak değil, çalışarak olacağını anlatır. Kötü yöneticileri ise, onlara anlatmak istemiyorum. Çünkü, o kadar idealistler ki, ümitlerini kırmak istemiyorum.   Maalesef, böyle iyi bir yöneticiyi seçebilme şansları yok. Tamamen şanslarına kalmış durumdadır. Hayatta bazen, ne kadar çalışırsanız çalışın, şansınızın da yanınızda olması gerekiyor. Bu sebeple onlara, yöneticileri kötü olsa dahi, haksızlığa uğrasalar dahi, kötü çalışma arkadaşları ols...

Anaksimender

Değerli dostlar, Mühendislik tarihinin, önemli bilim insanlarını anlatmaya devam ediyorum. Yine, Milet’li Anaksimender’den bahsedeceğim. Anaksimender, Thales’in yakın arkadaşı idi. Deney yaptığı bilinen ilk insandır. Dik duran bir sopanın yürüyen gölgesini izleyerek yılın ve mevsimlerin uzunluklarını tam olarak hesaplayabilmiştir. Çağlar boyunca insanlar sopaları saldırı ve savunma amacıyla kullanırken, Anaksimender, zamanı ölçmek için kullandı. Yunanistan’da güneş saatini icat eden ilk insandır. Sınırlarını bildiği kadarıyla bir dünya haritası ve takımyıldızlarının biçimlerini gösteren bir küre yaptı. Güneş’in, Ay’ın ve yıldızların ateşten oluştuğuna ve gökkubbedeki yürüyen deliklerden görüldüklerine inanırdı. Yeryüzünün asılı durmadığı ya da gökteki tavandan destek görmediği fakat kendiliğinden evrenin merkezinde durduğu, çünkü gökkubbedeki tüm yerlere eşit uzaklıkta bulunduğu yeryüzünü oynatacak hiçbir güç olmadığı yolundaki görüşleri ilgi çekicidir. Hayatın ilk olarak...

Saygıdan konuşamamak

Değerli dostlar, Toplumumuzun çok güzel, batıda olmayan değerleri var, bunlardan birisi de büyüklerimize olan saygıdır. Günlük hayatımızda bizden yaşça büyük olan insanlara hürmet ederiz. Otobüste ayaktalar ise, yer veririz, onlara her zaman yardımcı olmaya çalışırız. Bunlar çok güzel değerler. İş hayatında ise, durum biraz farklılaşıyor. İşletmelerde yaşça ve unvan olarak, üstte bulunan insanlar, toplumumuzun kabul ettiği, yaşlılara veya büyüklere hürmet kavramını yanlış olarak yorumluyorlar. Konu çok hassas olduğu için açıklarken çok dikkat etmeye çalışacağım. Hepimizin çok sevdiği, rahmetli Kemal Sunal’ın, Şener Şen ile oynadığı Kibar Feyzo filmini hatırlarsınız. Film de feodal yapıyı hicveden çok güzel sahneler vardır. Hepimiz izlerken, güleriz, aynı zamanda ne kadar yanlış davranışlar olduğu konusunda hem fikir oluruz. Filmin amacı da zaten hem güldürmek hem de, feodal yapının yanlışlığını gözler önüne sermektir. Film de Kemal Sunal, köyün ortasına portatif bir t...