Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye'deki patron profili

Değerli dostlar, Yazılarımda, kurumsallaşmanın önemini sürekli anlatıyorum. Özellikle, Kobi nitelikli firmalarımızın patron egemen yönetildiklerini, bununda kurumsallaşmanın önündeki en büyük engel olduğunu dile getiriyorum. Bunu söylerken, birazda Türkiye’deki patron profilinden bahsetmek gerekiyor. Ülkemizdeki çoğu firma Kobi nitelikli ve ortalama 25 – 30 yıllık firmalardır. Çoğu ilk kurucusu tarafından yönetilmektedir. Kuruluş tarihleri 80 li yıllardır. O dönemleri yaşayanlar veya kitaplardan okuyanlar bilir, ülkemiz yokluklar içinde idi. Çoğu mal ithal getirilmekte ve ciddi bir üretim eksiği vardı. Şimdi bana itiraz edenler, mutlaka olacaktır. Ancak bu gerçekten böyle idi. Millet olarak herşeyi çabuk unutuyoruz. Benim gibi 50 li yaşlara yaklaşmış, dostlarım hatırlayacaktır. Ben çocukken, her gece saat 9.00 da elektrikler kesiliyordu. Ülkemizde enerji açığı vardı. Bulgaristan’dan elektrik ithal ediyorduk vs.. Çok detaya girmeyeceğim. Çünkü, konumuz bu değil, sadece ülk...

Zor zamanda işimizi yönetmek

Değerli dostlar, Perşembe günü, yine güzel bir organizasyona katıldım. Tam da içinde bulunduğumuz günde ihtiyacımız olan, zor zamanlarda işimizi yönetmekle ilgili konuştuk. Tabi, çok konu var söylenebilecek ama ben farklı bir şey söyleyeceğim. Bugünlere nasıl geldik? Bugünün geleceği dünden belli idi, parasal genişlemelerin sonunun geleceği belli idi. Peki biz bunun farkındamıydık? Ne gibi önlemler aldık? Bugünleri öngörebildik mi? İşte gizem burada, zor zamanlarda işimizi yönetebilmenin gizemi burada yatıyor. Eğer iyi, bilgili öngörülü, global konjonktürü bilen, yöneticileriniz var ise, bugünler için önlemler alınmıştır. Bu da ancak kurumsal altyapısı kuvvetli firmalarda geçerli oluyor. Bizim gibi, sanayisinin çok büyük bir kısmı patron egemen yönetilen şirketlerde maalesef bu gerçekleşmiyor. Çünkü, patronlar egoları sebebiyle, yöneticilerinden kendilerini üstün görüyorlar. Herşeyi kendilerinin en iyi bildiğini düşünüyorlar. Yöneticilerinin uyarılarını dikkate almıyorlar. Ve...

Kobi sorunları 2

Değerli dostlar, Yine İşletmelerdeki özelliklede Kobilerdeki kronik sorunlardan bahsedeceğim. Kobilerimiz de ciddi şekilde para yönetimi sorunu bulunmaktadır. İşletmenin kazancının değerlendirilmesini bir kenara bırakıyorum. O tabiki ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Ben, işletmenin yönetilebilmesinin temeli olan nakit akış yönetiminden bahsediyorum. Ülkemizdeki çoğu Kobi nitelikli işletmede nakit akış yönetimi yapılamamakta bu sebeple, çoğu işletme karlı olmasına rağmen, nakit akışını doğru yapamadığı için gelirinin büyük kısmını faiz gideri olarak kaybetmektedir. Bu öyle büyük bir gider olmaktadır ki, işletmenin faaliyetinden doğan kazancı çoğu zaman geçmektedir. Kobi nitelikli çoğu işletmemiz, patron egemen yönetildikleri için, bu konuda uzman çalışanların raporlamaları tavsiyeleri dikkate alınmamakta, hatta fikren maalesef egolar devreye girmekte ve patron herşeyin en iyisini bilir mantığıyla hareket edilmektedir. Çoğu işverenimiz maalesef mali tabloları okuyamamakta ve...

Kobi sorunları 1

Değerli dostlar, Ülkemizin kalkınmasının yolunun Kobilerin gelişmesinden geçtiğini düşündüğüm için size bugün, Kobilerdeki kronik sorunlardan bahsedeceğim. Ülkemizdeki Kobi nitelikli işletme sahiplerini incelediğimizde, çok vizyoner patronlar olduğu gibi, maalesef doğru olmayan bilgilere sahip patronlarda mevcuttur.  Şimdi, size net örnekler sunacağım. Çoğu patron maalesef, stoğu zenginlik sanmaktadır. Hatta şirketini stoklarını arttırarak büyüttüğünü zanneden patronlar bile mevcuttur. Stokları azalınca korkan, battığını zanneden patronlar ne yazık ki, ülkemizde bulunmaktadır. Daha da fazlası var, hepimizin bildiği üzere, üretim de verimliliği arttırmak için ergonomi bilmine göre üretim alanı yerleşim planı yaparız. İşçilerin en az hareketle, maksimum verimi alabilecek şekilde çalışmalarını sağlarız ki, çabuk yorulmasın ve sabah işe başladığı saat ile, akşam paydos ettiği saat arasındaki performansı farklılık göstermesin. Çünkü gereksiz hareket israfdır. Bunun için i...

İlkeli olmak

Değerli dostlar, İşletmelerde en önemli sorun her zaman söylediğim gibi, kurumsallaşmanın oluşmaması, hatta oluşturulmak istenmemesi, oysa ki işletmelerin devam edebilmesi buna bağlı, bakın İshak bey biyografisinde Alarko’yu nasıl anlatıyor. “Vizyonumuz: yarattığı fark ile büyüyen, öncü, güçlü ve saygın bir dünya kuruluşu olmak. Misyonu: Evrensel değerleri ilke edinerek, farklı iş modelleri ile beklentileri aşmak ve Alarko’yu geleceğe taşımak. Bununla beraber bir de felsefe ve ilkeleri var. Alarko 1954 yılından beri saygınlığını, güvenilirliğini dünya standartlarında çalışmasına ve Türk kamuoyuna karşı duyduğu sorumluluğa borçlu. Tüm faaliyetlerinde, devlete, müşteriye, paydaşa, personele ortağa alt ve yan sanayiye daima dürüst davranmak, Tüm faaliyetlerinde doğayı ve kurum içi sosyal dengeyi korumak, Müşteriyi zorlamadan yönlendirmek ve müşteri isteklerini öncelikle yerine getirmek, Kaliteyi daima ön planda tutmak, müşteri verilenle yetinse ve memnun ...

Kobiler

Değerli dostlar, Bugün, KOBİ’ler ile ilgili yazı yazmak istiyorum. Kobiler ülke ekonomisinde ciddi yer tutmaktadırlar. Belki şaşıracaksınız ama, Türkiye’deki girişimci sayısının %99,8 i Kobilerden oluşuyor. Türkiye istihdamının % 73,5 ini, maaş ve ücretlerin %54,1 i, cironun % 62 si, faktör maliyetiyle katma değerin % 53,5 ini oluşturmaktadırlar. Kobiler 2015 yılı rakamlarına göre ihracatın % 55,1 i, ithalatın %37,7 sini gerçekleştirmişlerdir. Bu rakamlar gözönüne alındığında ülkemiz ekonomisi içerisinde ne kadar önem arz ettikleri daha net anlaşılır olacaktır. Hal böyleyken, Kobilerimiz düşük teknoloji ve verim ile çalıştıkları için, etkin değillerdir. Çoğu işletme, patron egemen yönetilmekte ve 2. Kuşağı göremeden tasfiye olmaktadır. Burada, ana neden işletmelerin gerekli kurumsal alt yapıyı oluşturmamaları ve profesyonel yönetim anlayışına ulaşmamaları olmaktadır. Daha önceki yazılarımda, Vehbi bey’in daha 1940 larda kurumsallaşmanın önemini kavrayarak işletmelerin...

Zonguldak Kömür Madeni İşletmeleri

Değerli dostlar, Yine İshak bey’in biyografisinden alıntılarla paylaşımlar yapacağım. Sene, 1980 lerin sonu, 1990 ların başı, bizim jenerasyonun çok net hatırlayacağı, TKİ yani kömür işletmeleri meselesi kamuoyunu meşgul ediyordu. O dönem, İshak bey, TKİ nin kapatılması ve işçilere maaşlarının işe gelmeden ödenmesi ile ilgili önerisi var. Bakın neler demiş: “Şu kadar geliri var bunların, şu kadar da zararı var, bu zararı azaltmak için ben çok iyi bir metot düşündüm. İşçiler işe gelmesinler, evlerine her ay sonu çeklerini götürelim, aynı parayı verelim. Bu arada onlara başka meslekler öğretelim. Müthiş bir tepkiyle ve öfkeyle karşılaştım. Zonguldak işi çok enteresan gelişti. Birgün Şemsi Denizer’den davet aldım. Sendikacı, adı Jaguar Şemsi’ye çıkmıştı. Kırmızı Jaguar’ı vardı, onunla geziyordu.” Davet üzerine İshak bey Zonguldak’a gider ve orada fikirlerini işçilere anlatır. “Almanya’da da kömür madenleri vardır, orada da çalışılıyor ama bir işçinin çıkardığı kömür gü...