Değerli dostlar, Ülkelerin gelişmesinde en önemli husus, o ülke toplumunun sosyo kültürel açıdan ilerlemesidir. Toplum geliştikten sonra, her türlü ilerleme o ülke için artık mümkündür. Bakın, şimdi size, sevgili Zafer Algöz’ün “Haşırt dı bilekbord” kitabından bir anektod anlatacağım. Yıl 1989, Carlos Santana ilk defa İstanbul’a geliyor. Havaalanında karşılayıp, konaklayacağı otele getiriyorlar. Kendisi dinlenmek yerine, İstanbul’u gezmek istiyor. Rehberiyle beraber, Kapalıçarşı, Sultanahmet, Ayasofya derken Santana güzel bir çay bahçesi görüyor. Üstad, hem dinlensin, hem de bir Türk kahvesi içsin diye bir masada oturuyorlar. Koca Santana’yı o ana kadar, kimse tanımıyor, kendisi de bu durumdan çok memnun, kahvesini höpürdetiyor. Birden çay bahçesinin önünden geçmekte olan boyacı Roman çocuklar bağırmaya başlıyor. “Hello Santana, Welcome İstanbul, I love you, Santana” Çay bahçesinin garsonları, çocukları tersliyor. Santana, çocuklara kızmamalarını ve içeri çağırmal...