Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başarısız dehalar

Değerli dostlar, Bugün, büyük saygı duyduğumuz çoğu insan, kendi zamanlarında ciddi derecede zorluklar çekmiştir. Fikirleri ile alay edilmiş, küçük düşürülmüş, hatta hayalperest ve şarlatan olarak değerlendirilmiştir. Çok örnek verilebilir ancak bugün bir iki tanesinden bahsedeceğim. Birincisi, hepimizin deha olarak kabul ettiği Albert Einstein ile ilgilidir. Einstein, 1902 yılında genç bir doktora mezunu olmuş şekilde, başvurduğu her üniversiteden red cevabı almıştı. Genç Albert hayatını devam ettirebilmek amacıyla aldığı her işte de başarısız oluyordu. Bulduğu özel ders işi de, kovulması nedeniyle birdenbire sona ermişti. Yazdığı üzüntülü mektuplarında, hayatını devam ettirebilmek için satıcılık yapmaktan bahsediyordu. Hatta ailesine yazdığı bir mektupta, belki de hiç doğmamış olmasının daha iyi olacağını, çünkü ailesi için bir yük olduğunu, hayatta başarılı olmak için hiç ümit taşımadığını söylemişti. Ama bir gün arkadaşı ona İsviçre Patent ofisinde bir memurluk işi buldu ...

James Clerk Maxwell

Değerli dostlar, Zaman zaman size bilim tarihinin önemli insanları hakkında bilgi veriyorum. Bugün de size yine çok önemli bir bilim insanının hayatı hakkında bilgi vereceğim. Bu bilim insanının adı James Clerk Maxwell dir. Kendisini daha çok Maxwell kuramından tanırsınız. Oysa ki, kendisi çok büyük bir matemetikçi ve matematiksel fizik uzmanı idi. Maxwell, Newton gibi aynı okulda Cambridge Üniversitesinde okuyan bir öğrenci idi. Newton bildiğiniz üzere, cisimlerin uzay zamanda hareketlerini, diferansiyel denklemler diliyle tanımlayan Kalkülüs’ü icat etmiştir. Bu hala zamanımız için bile büyük bir devrimdir. Maxwell de aynı Newton gibi, elektrik ve manyetik alanları diferansiyel denklemlerle ifade etmek için çalışmış ve bunu başarmıştır. Maxwell, Faraday’ın elektrik alanları ile manyetik alanların birbirine dönüşebileceği keşfiyle işe başladı. Faraday’ın kuvvet alanı tarifini aldı ve onları diferansiyel denklemlerin açık ve kesin diliyle yeniden yazarak modern fiziğin en ...

Akın Öngör

Değerli dostlar, Geçen hafta, Galatasaray Üniversitesinin düzenlemiş olduğu Dijital Dönüşüm Konferansına katıldım. Konferansın konusu, dijitalleşen Dünya’da insanın yerini tartışmak idi. Çok değerli konuşmacılar ve katılımcılar ile tanışma ve sohbet etme fırsatı yakaladım. Galatasaray Üniversitesine değerli davetleri için teşekkür ediyorum. Konuşmacılardan biriside Garanti Bankasının eski Genel Müdürü Akın Öngör idi. Kendisi, iş hayatında yaşadıklarını, Garanti Bankasına genel müdür olduktan sonra yaptıklarını anlattı. Gerçekten dinledikçe insanın saygı duymaması imkansız. Bizim iş hayatında çoğunlukla gördüğümüz o, başarıya giden her yol mubahtır, anlayışının dışında etik değerleri olan, çalışanına saygı duyan, müşterisine saygı duyan, yönetimde emir komuta yerine, katılımcı şekilde ekibine liderlik eden anlayışına hayran kaldım. Yaptıklarından kısaca örnek vermek istiyorum. Öncelikle, genel müdür olduktan sonra, ilk yaptığı iş, teknoloji ve insana en yüksek değeri verer...

Uzel Makina

Değerli dostlar, Geçen gün televizyonda, Uzel Makinenin halini gördüm ve yine çok üzüldüm. Ben eski bir Uzel çalışanıyım. Bu hale gelmesi bana ızdırap veriyor. Böylesine iyi bir firma, çürümeye mahkum. Ben ilk işe başladığımda, bana Uzel’in ülkemiz bir savaşa girse, ona savaş makinaları yapabilecek üretim yeteneği olduğu anlatılmıştı. Yani, o denli stratejik önemi vardı. Bugün, sessiz, makine mezarlığı halinde bir fabrika. O becerikli işçileri, mühendisleri yok artık. Öyle bir durumdaki, o iş ilişkisi içindeki herkese, çalışanına, bayisine, tedarikçisine, müşterisine bereket dağıtan, fabrika, artık hepsine acı veriyor. Bu öyle bir dram ki, intihar eden çalışandan, batan tedarikçiye, bayiye kadar uzayan giden bir çöküş hikayesi. 2008 yılında Uzel’de üretim durdu ve bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmadı. Hala acı vermeye devam ediyor. Çalışanlar maaşlarını, tazminatlarını, tedarikçiler alacaklarını, bayiler traktörlerini, bankalar alacaklarını, ülke vergisini ve en önemlisi gele...

19 Mayıs

19 Mayıs Atatürk'ü anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. Vatan size minnettardır. https://twitter.com/TK_TR/status/1129993786929680384

Uygarlık seviyeleri

Değerli dostlar, Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, inanılmaz bir enerji tüketimi ile hayatımıza devam ediyoruz. Peki, ama bu nasıl devam edecek? Bu şekilde enerji tüketimimiz artmaya devam ederse, bunun sonucu ne olacak? Fizikçiler, uygarlıkları, tükettikleri enerjiyi baz alarak sıralandırıyorlar. Bu sıralama ilk olarak 1964 yılında, Rus astrofizikçi, Nikolai Kardashev tarafından uygulandı. Kardashev, bu sıralamayı, Dünya dışı uygarlıklar da dahil olmak üzere, gelinen noktayı belirlemek için yaptı. Bu uygarlıkları sınıflandırabilmek için yapabileceğimiz tek bir ortak nitelik bulunmaktadır, o da enerji tüketimidir. Böylece, üç kuramsal tip önerdi. 1.        Tip uygarlık, gezegenlerine düşen yıldız ışığının çok az bir kısmını yani yaklaşık olarak 10 17 watt kadar enerji tüketir. 2.        Tip uygarlık, yıldızının yaydığı tüm enerjiyi ya da 10 27 wattlık bir enerjiyi tüketir. 3.     ...

İnsanlığın gelişimi ve tüketilen enerji

Değerli dostlar, Çevremize, tarihimize baktığımızda insanoğlunun nereden, nereye geldiğini görmek gerçekten heyecan verici. Bugünün bilgisi ve görgüsüyle tabi bunları anlayamıyoruz. Ancak, insanlık avcılıktan, çiftçiliğe daha sonrasında sanayiciliğe kadar inanılmaz bir gelişim yaşamış. Modern insanın tarihi yaklaşık 100.000 yıldır. Ben konuya, bilim tarihi olarak bakacağım. Bilim insanları, tarihe tükettikleri enerji miktarı ile bakarlar. Bunu, tarihimize uyarladığımızda, insanoğlu binlerce yıl, 1/5 beygir gücü ile iş yapmıştır. Bu güç ellerimizin gücüdür. O dönemde, ömür çok kısa idi, ortalama insan ömrü inanamayacaksınız belki ama, 18 ila 20 yıl arasında idi. Ancak, bundan 10.000 yıl önce mucizevi bir şey oldu. Buz devri sona erdi. Bu da tarımın ortaya çıkmasının ve ilerlemesinin önünü açtı. Atları ve öküzleri kullanarak harcadığımız enerjiyi, 1 beygir gücüne kadar çıkardık. Artan nüfus ile beraber ihtiyaç duyulan gıda gereksinimi için artık sadece av hayvanlarını değil, ev...

Kıyamet günü

Değerli dostlar, Bilimsel olarak Dünya’mızın son günü, tahmin edilebilmektedir. Bu insanlığın sonu mu olacaktır, emin değilim. Bilim insanları Dünya’mız dışında insanlığın yaşayabileceği yeni gezegenler, yaşam alanları aramaya devam ediyorlar. Ama kesin olan Dünya’mızın yaklaşık 5 milyar yıl sonra, Güneş tarafından yutulacağıdır. Her yıldız gibi, Güneş’imizinde yakıtı bitecek ve 1 milyar yıl içinde, Güneş sıcaklığı % 10 artıp, Dünya’mızı yakıp kavuracaktır. Milyarlarca yıl sonra ise, yavaş yavaş büyüyecek, mutasyona uğrayıp, devasa bir kırmızı yıldıza (Kızıl Dev) dönüşecek ve Dünya’yı içine alacaktır. Dünyamız, Güneş’in atmosferinin içinde yer alacaktır. Günümüzden 10 milyarlarca yıl sonra ise, hem Güneş hem de Samanyolu galaksimiz ölecektir. Güneş’imiz en sonunda hidrojen ve helyum yakıtını tükettikten sonra, küçülerek minik bir beyaz cüce yıldız olacak ve yavaş yavaş soğuyarak, uzay boşluğunda gezen nükleer bir atık olacaktır. Samanyolu galaksimiz sonunda, kendisinden d...

Apple logosundaki ısırık

Değerli dostlar, Bugün neredeyse her gün gördüğümüz fakat anlamını bilmediğimiz bir logonun hüzünlü hikayesini anlatacağım. Marka “Apple”, logo ise, bildiğimiz elmadır. Dikkatli bakarsanız elmanın ısırılmış olduğunu görürsünüz. Hiç düşündünüz mü, neden ısırık olduğunu? Apple markasının isminin hikayesi ayrı bir konudur. Merak edenler internet üzerinden bulabilirler ama ısırık olmasının ayrı bir anlamı var. Bu ısırık, bilgisayar biliminin babası sayılan Alan Turing’e olan saygı sebebiyle konmuştur. Alan Turing’in kim olduğunu merak edenler bloğuma bakabilirler. Alan Turing’in evine günün birinde hırsız girer ve Turing polis çağırır. Evde araştırma yapan Polis, Turing’in eşcinselliği ile ilgili kanıtlar bulunca Turing’i tutuklar. Mahkeme, Turing’i kimyasal kullanarak hadım eder. Yapılan iğneler Turing üzerinde ağır depresif etkiler yapar. Bunun sonucunda da 1954 yılında, Turing üzeri siyanür kaplı bir elmayı yiyerek intihar eder. Apple logosundaki ısırık işte bu intihar ola...

Çıplak gerçekler

Değerli dostlar, Gerçekleri çoğu zaman kabul etmek istemiyoruz. İşletmelerde girdiğim toplantılarda veya sohbetlerde işletmenin gerçekleri hakkında konuştuğum durumda genellikle tepki alıyorum. Oysa ki, problemlerimizi konuşmadan çözmemiz mümkün değildir. İşletmelerin sorunlarını, yanlışlarını söylemek, yapılanları küçümsemek değil, önümüzdeki dönemler için alınacak önlemleri almak için uyarıdır. Her zaman, işletmelerin iyi taraflarını anlatmak, biraz polyannacılık olmuyor mu? Problemlere gözümüzü kapamak ileri ki zamanlarda işletmeler için çok daha büyük problemlere sebebiyet verecektir. Geçen gün katıldığım, Sanayi kongresinde, işletmelerimizin katma değerli ürünler üretmediğini, bu sebeple de karlılıkların ve hammalzeme üzeri marjların çok düşük kaldığını, çeliği eğip bükmek veya kumaşı kesip biçmenin çok fazla para etmediğini anlattım. Ancak, panelist benim üretim yapan firmaları küçümsediğimi zannetti. Gerçi kendisi mühendis değildi, daha çok satış üzerine çalışmış b...